39,7755$% 0.04
46,7654€% 0.77
54,7837£% 0.83
4.268,83%0,21
6.962,00%-0,04
3.339,07%0,21
9.403,02%-0,16
4270657฿%0.36686
12 Kasım 2024 Salı
Normal hayatta yaşantımızda aslında hayatımızda olmayan ancak maalesef günlük yaşantımızda karşımıza çıkan vede bizzat yaşadığım siyasette ve sporda ilginç ama gerçek iki hikayeyi anlatmak istiyorum.
Ülkemizde siyaset ve spor fanatizm düşünceyle savunulan bir dal olmuş.
Objektif olarak, tarafsızca olarak değerlendirme yapan birisinin düşüncesi taraftarı olduğumuz takımın veya siyasi partinin aleyhindeyse kesinlikle kabul etmiyor ve karşı çıkıyoruz ancak sessizce düşündüğümüzde, adam haklı ama ne yapsaydım haklısınız mı deseydim diyoruz.
Şimdi böyle davranış sergiledikten sonra, ülkenin, milletin, devletin düzelmesini bekliyor isek çok daha bekleriz, çünkü insan, yani bizler düzelmeyince dünya düzelmez.
Herkesin bildiği ancak yukarıda bahsettiğim cümleye örnek olarak şu hikayeyi anlamak istiyorum.
Çocuğun biri babasına sürekli kendisine zaman ayırmasını, parka götürüp gezdirmesini talep ediyor.
Babası ise elinde olan işlerle uğraşıyor, çocuğuda üzmek kırmak istemediği için çalışma masasında olan dünya haritasını alıp bir çok parçaya bölüp çocuğuna veriyor ve diyorki oğlum bu haritayı eksiksiz birleştir bitince seni gezmeye götüreceğim der ve parçalara ayırmış olduğu haritayı çocuğa verir.
Babanın düşüncesi, parçalara ayırmış olduğu haritayı çok uzun bir sürede ancak tamamlar düşünürken çocuk çok kısa bir sürece babasına gelir harita tamam der ve baba şakınlıkla, oğlum bunu bu kadar kısa sürede nasıl tamamladın der ve oğlu baba haritanın arkasında insan resmî vardı onu düzeltince on tarafta olan dünya haritasıda düzelmiş oldu.
Demek oluyor ki, insan olarak bizler düzelince dünya zaten düzgün ve güzel onuda biz insanlar iyi veya kötü yapıyoruz.
Şimdi bizatihi kendim yaşadığım ve bunu bilinçli olarak yaptığım sporda ve siyasette iki ilginç olayı size anlatacağım.
Kendi şehrimde bir arkadaşımın daveti üzerine bir köye davete icabet etmek üzere yola çıktık, beni davet eden arkadaşımın çok iyi bildiği bir köy ve insanlarını da yakınen tanıyor olmasında dolayı, bana abi bu köyde yediden yetmişe herkes falan takımı tutuyor, seninde karşı rakip takımı tuttuğunu biliyorum, şimdi orada karşı takım taraftarı olduğunu belli edersen misafir falan dinlemezler sana sözlü saldırıda bulunurlar, aman dikkat abi dedi.
Köyle vardık hoş beş derken ne alakaysa konu dönüp dolaşıp spora geldi ve o an aklıma gelen vede o günden sonra bu argümanı insanları düşüncesini öğrenmek için kullandım.
Bir fırsatını bulup söze girdim ve fanatik taraftarı oldukları takımın bende taraftarıymışım gibi söze başladım ve ekledim, arkadaşlar şimdi biz bize konuşuyoruz ancak A isimli takımın başarıları bizden çok fazla ancak kalkıpta onlara methiye düzecek halimiz yok ancak gerçekte ortada dedim ve herkes ağız birliği etmişçesine doğru diyorsun abi ama ne yapalım böyle yapmak zorundayız dediler.
Bende Allah bize sabır versin, umarım bizde o başarıları yakalarız dedim.
Siyaseten aynı benzer bir olayı çok yakın bir zamanda yaşadım.
Bir büfeye kuruyemiş almak İçin girdim ve malum bir kanalı izliyor, ilk gittiğim için biraz temkinli davrandım kişiyide tanımıyorum çünkü bu olay kendi şehrimin dışında oluyor.
İkinci veya üçüncü seferde tekrar aynı malum kanalı izliyor ve bu yazımı okuyan hiç bir kimsenin tasvip etmeyeceği terör örgütü suçlamasıyla görevden alına belediye Başkanlarının sözcülüğüne soyunmuş birilerinin düzenlediği gayrı resmî mitingde konuşmayı izliyor.
O an aklıma geleni yaptım, dedim ki şimdi bu partiyi destekledik oy verdik ama şimdi burada yaptıkları bize aykırı, şimdi oyumuzu bir kaç puan artırmıştık onuda kaybettik dedim ve adam bana, abi size katılıyorum çok haklısınız dedi.
Şimdi demem oki önce insanlar olarak bizler en azından bozuk saatın günde iki sefer doğruyu gösterdiği gibi doğruları görüyoruz da, çekinmeden söyleyelim.
Yine bir atasözümüz var taraf olmayan bertaraf olur derler da taraf olduğun yerde bertaraf olacaksan tarafını doğru seç, doğru seçelim kardeşim.
Mustafa KUL
Bir bilgisayarın kafası karışıksa ya da aşırı ısındığında/şarj olduğunda, onu yeniden başlatmak iyidir.
Baştan başlarsın ama en azından yeni bir güçle başlarsın.
Yeniden başlatmayı çoğu zaman istediğinde değil ihtiyacın olduğunda yaparsın.
Zorunluluktan, sorun çözümlerini yüzlere ve benzeri şeylere yükledikten sonra nihai çözüm olarak diyebiliriz.
Ayrıca, biz insanların düzenli bir yeniden başlatmaya ihtiyacı var.
Yorulduğumuzda ve zaten yük olduğumuzda yeniden başlat düğmesine basmak gerek.
Zararlı olduğunu çok sık duyduğum bir şey değil ama arada bir olabilir.
Yeniden başlamak zihnini, seni aşağı çeken her şeyden ve sadece var olmaktan kurtarmak demektir.
Geçmişten ve gelecekten etkilenmeden bugünü iyi ve kötüsüyle yaşa.
Gerektiğinde gülümse, kalbin söylediğinde ağla ve ruhunu boşaltmak için ah çek.
Yeniden başlamak aynı zamanda kendini toksik olan her şeyden uzaklaştırmak ve temiz hava solumak anlamına gelir.
Hem kendi içinde hem de etrafında huzur içinde ol.
Kontrol edilemeyen bir şey geliyor düşüncesiyle titremeden şimdiki anı yaşayabilmek.
Sorunu dört bir yana çevirip, çok fazla çözüm bulmadan güçlerin sonuna ulaştığınızda yeniden başlayabilirsiniz.
Zihninizin bilgisayarı yeni bilgileri işlerken siz de itaat edersiniz.
Birinin ya da diğerinin ne söylediğini umursamadığın, dedikoduların seninle alakasız olmadığı ve başkalarının fikirlerinin komik olduğu için yeniden başlatmaktır. Çünkü %1’i bile hikayeyi olduğu gibi bilmiyor.
Gerisi, başını duvarlara çarpmak isteyip de derin bir nefes alıp sakinleşmendir.
Parmakların klavyede yan hareket etse de yazma sanatına alışık olmamak yeniden yazmaya başladığında yeniden başlamadır.
Mustafa KUL