DOLAR

40,2592$% 0.13

EURO

46,7280% 0.07

STERLİN

53,9463£% 0.2

GRAM ALTIN

4.309,12%-0,18

ÇEYREK ALTIN

7.021,00%0,34

ONS

3.335,67%0,36

BİST100

10.222,02%-0,03

BİTCOİN

4782277฿%1.63469

a
Mehmet POPKÖYLÜ

Mehmet POPKÖYLÜ

12 Ekim 2025 Pazar

Sumud Gemisi: Vicdanın Rotasında

3

BEĞENDİM

ABONE OL

Bazen bir gemi sadece denizi aşmaz; sessizliğin duvarlarını da deler. “Sumud” adıyla yola çıkan yardım filosu, abluka altındaki Gazze’ye sadece ilaç ve gıda taşımıyordu — insanlığın onurunu da taşıyordu.

Gemilerin çoğu Gazze kıyılarına ulaşamadı. İsrail güçlerinin müdahalesiyle yolculuk yarıda kaldı. Ama asıl mesele, gemilerin limana varıp varmadığı değil, dünyaya neyi hatırlattıklarıydı: İnsaniyet hâlâ yaşıyor.

Gazze, yıllardır süren abluka nedeniyle bir açık hava hapishanesine dönüşmüş durumda. Sumud filosu, bu sessiz trajediyi yeniden görünür kıldı. Her biri farklı ülkelerden gelen doktorlar, öğretmenler, gönüllüler, vicdanın evrensel bir dili olduğunu gösterdi. Yardımın ulaşması kadar, “yardıma kalkışmanın” da insanlık adına bir umut olduğunu hatırlattı.

Bu girişim insani olduğu kadar, siyasi bir yankı da doğurdu.
İsrail’in müdahalesi, uluslararası hukukun ve vicdanın nerede durduğunu sorgulattı. Birleşmiş Milletler “deniz hukukuna saygı” çağrısı yaptı, ancak yine güçlü bir adım atılmadı.
Bazı devletler diplomatik açıklamalarla tepki gösterdi ama limanlarını açmadı. Dünya bir kez daha gördü ki, siyaset genellikle sessiz, vicdan ise gürültüsüz ama ısrarlı konuşur.

Sumud’un asıl başarısı, denizi geçmek değil; bu sessizliği yarmaktı.
Gazze’ye ulaşamasa da, insanlığa dokundu.
Çünkü bazen bir gemi, yükünden çok daha fazlasını taşır: bir halkın umudunu, bir dünyanın utancını ve bir vicdanın direnişini.

Sumud’un adı belki tarih kitaplarında küçük bir dipnot olarak yer alacak.
Ama o dipnot, geleceğin vicdanına büyük bir cümle bırakacak:
“Yol kesilse de, niyet limana varır.”