40,2592$% 0.13
46,7280€% 0.07
53,9463£% 0.2
4.309,12%-0,18
7.021,00%0,34
3.335,67%0,36
10.222,02%-0,03
4782277฿%1.63469
12 Ekim 2025 Pazar
Modern İş Dünyasında Denge Endüstriyel Psikolojik Danışmanlık
2025-2026 Öğretim Yılının Startı Verildi
MUTLU PEYGAMBERLER - MUTSUZ İNSANLAR
Tahtını Kalbinde Taşıyanlar: Aslan Burcu Kevser Banu’nun köşesinden
İtibar Suikasti: Görünmeyen Cinayet
Son zamanlarda her gün bir acı haberle karşılaşıyoruz. Daha küçücük yaşlarda, gencecik kızlarımız hayatlarını kaybediyor. Birinin adı okulda anılıyor, birinin adı sokakta… Henüz hayallerini bile kurmaya başlamadan, biz onların cenazelerini konuşuyoruz. İnsanın içi yanıyor.
Ben bazen düşünüyorum, neden bu hale geldik diye. Aileler çocuklarını yetiştirirken sevgi yerine korku veriyor, şiddeti bir “disiplin” yöntemi sanıyor. Okullar sadece ders anlatıyor ama hayata dair değerleri, saygıyı, empatiyi kazandıramıyor. Erkek çocuklarına hâlâ “güçlü ol, sözünü geçir” deniyor, kızlara ise “sus, uyum sağla.” Böyle büyüyen bir toplumda şiddet kaçınılmaz oluyor.
Bir de işin hukuki boyutu var. Suç işleyen çoğu kişi, cezasını tam anlamıyla çekmeyeceğini biliyor. Ceza indirimi, af, çeşitli boşluklar… Bu durum failleri cesaretlendiriyor. “Nasıl olsa kurtulurum” diye düşünen birinin elini kolunu sallayarak dolaşması hepimizi tehlikeye atıyor.
Ama en acısı, toplum olarak alışmaya başlamamız. Televizyonda ya da sosyal medyada gördüğümüz o kara haberler birkaç saat konuşuluyor, sonra unutuluyor. Oysa unutulmaması, unutturulmaması gereken bir gerçek var: Her kaybedilen genç kız, aslında bizim geleceğimizin kaybıdır.
Önlem alınmazsa bu karanlık daha da büyüyecek. Çocuklarımız korkuyla büyüyecek, aileler sürekli endişe içinde olacak. Bir ülkenin yarınları, gençlerinin güven içinde yaşamasına bağlıdır. Biz onları koruyamazsak, aslında kendi yarınımızı da koruyamayız.
O yüzden hepimizin sorumluluğu var. Devletin, okulun, ailenin, medyanın… Ama en çok da bizlerin. Sessiz kalmayalım, görmezden gelmeyelim. Çünkü bir gün bu acı çok daha yakınımıza gelebilir…