YAKIŞMAK-1
Yakışmak ile gelen “Huzurlu ülkenin adı : Türkiye”
“Yakışmak” ve”Layık Olmak”anlamına gelen “Liyakat” devletin işleyişinin sağlandığı kamu kurumları için tanımlandığında “bir işin, layık olan kişiye yaptırılması ” olarak ifade edilmektedir.
Tekdüze ifade ettiğimiz liyakat kelimesi sadece kamu kurum ve kuruluşlarında bir göreve yerleştirilme ve görevde yükselme yani adaleti sağlamak olarak düşünülse de toplumsal sorunların ortadan kaldırılmasının da önkoşulu olduğu göz ardı edilmektedir.
Layığı ile atanmış veya torpil ile göreve getirilmiş iki eğitim yöneticisinin yönettiği eğitim kurumunda iki öğretmeni düşündüğümüzde toplumun küçük bir modelini incelemiş oluyoruz.
Çevresel destek ile yönetici görevine gelmiş bir yöneticinin bulunduğu kurumda öğretmen kendini güvende hissetmeyecek içinde bulunduğu stresi sınıfa yansıtacak eğitim öğretim kalitesi düşecektir. Eğitim esnasında hakkaniyetli kararlar veremeyen öğretmen kendi aralarında konuşan iki öğrenciden aslında arkadaşı tarafından rahatsız edilen öğrenciyi cezalandıracak böylelikle öğrencide haksızlığa ugramış olmanın duygusunu yaşatırken diğerinde zorbalığı pekiştirecektir.. Zorbalık yapan öğrenci evde ailesine başkaldıran bir çocuk olacak anne ile baba arasında çocuk üzerinde alınan kararlarda çatışma yani aile içi şiddete, sebep olacaktır. Buradaki şiddet aile içinde yaşanan psikolojik, fiziksel, maddi, manevi olmak üzere tüm çatışmaları kapsamaktadır. Bu şekilde istediğini elde etmek istediğinde her türlü zorbalığa, şiddete başvuracağı gibi kendisi dışında kimseyi düşünmeyen bencil bir yetişkin olacaktır.
Zorbalığa maruz kalan öğrenci ise sessiz kalmayı öğrenecek hakkını savunamayan edilgen bir karakter olarak tüm ilişkilerinde boyun eğen olacaktır.
Hatrı sayılır bir aileden gelen öğrencinin ders notları veya devamsızlığı ile ilgili anlayış (?) talep eden veliye karşı torpil ile görevini icra eden yönetici, bulunduğu konumun sürekliliğinin hatrı sayılır kişilerin memnuniyetine bağlı olduğunu bildiğinden yürekten anlayış gösterecek böylelikle öğrenci devamsızlık veya ders geçme problemi yaşamayacak. Sorumluluklarını yerine getiren öğrencide oluşan emek vermenin önemli olmadığı düşüncesi öğrencinin sorumluluklarını yerine getirmede vazgeçme eğilimine neden olacağı gibi, haksızlığa uğramanın vermiş olduğu duygu ile güvensizliğin oluşturduğu huzursuzluk geleceğini planlamada engel oluşturacak farklı arayışlara sürükleyecektir. Öte yandan hatrı sayılır aileden gelen öğrenciye de sorumluluk almanın önemli olmadığı her problemin bu şekilde çözülebileceğini öğretmiş olmanın dışında otoriteye karşı kazanılmış gücün vermiş olduğu zorbalık ve kural tanımazlık öğrencide ortaya çıkacaktır.
Böylelikle disiplin problemlerinin yanı sıra, eğitim öğretimin etkililiği azalacak, eğiticiler arasında oluşan görüş ayrılıkları kişiler arası ilişkilerin bozulmasına neden olduğu gibi işbirliği gerektiren çalışmalar sağlıklı yürütülemeyecek, sorumluluk almanın bir değeri olmadığını öğrenen öğrencilerde isteksizlik güvensizlik oluşacaktır. Böyle bir ortamda alınan kararların sağlıksız olması, eğitim kalitesinden söz edilememesi geleceğini planlayamayan ve kişisel sosyal gelişimini tamamlayamayan gençlerin yetişkin bireyler olduğunda mesleki hayatları da sağlıklı olmayacak.
İhtiyaç duyduğu şeylere sahip olmak için zorbalık yapan insanlara zarar verecektir.
Edilgen karakterde olan zarar gören olacaktır.
İstediğini hatrı sayılır kişiler aracılığı ile elde eden kişi emek vererek değil de hatrı sayılır kişilerle yürütecek hangi meslekte olursa olsun eksik, yanlış, hatalı işlerin de önünü açacaktır.. Bugün yapı denetimlerinde onay verilmiş binaların yerle bir olduğu gibi..
Sorumluluk aldığı halde başarısı engellenen kişilerin yaratıcılığı ölecek böylece toplum çağdaş dünya teknolojisi ve biliminin gerisinde kalacaktır.
Küçük bir örneklem olan bir eğitim kurumu yöneticisinin Liyakatsız olarak göreve getirilmesinin tüm toplumu etkilediğini ve bu örneklerin binlerce olduğunu düşündüğümüzde yarının Türkiyesinin kazanılması her şeyi yakışanına vermekle ” Yakışmak” ile gelecektir..
News