42,4486$% 0.03
49,3505€% 0.09
5.749,71%-0,53
9.429,00%-0,56
4.217,22%-0,46
11.154,78%0,34
3688521฿%0.56035
25 Kasım 2025 Salı
Boomer Kuşağı ile X,Y,Z Kuşağı Farklılıkları
2025-2026 Öğretim Yılının Startı Verildi
MUTLU PEYGAMBERLER - MUTSUZ İNSANLAR
Marifetname’den Günümüze: Venüs’ün Aşk ve Güzellik Dansı
Dijital Angarya: Görünmez Mesainin Yeni Adı
Eskiden zarafet, sadece bir davranış biçimi değil; insanın iç sesi gibiydi.
Bir cümleyi nereye, ne kadar koyacağını bilmekti.
Bugünse söz çok, sessizlik az.
Konuşuyoruz; ama çoğu zaman birbirimizi duymadan, hissini anlamadan.
Bazı sohbetler vardır; içinde söylenmeyenlerin sesi daha yüksektir.
İnsan, bazen kendi neşesinin başkasının sessizliğine dokunduğunu fark etmez.
Bir kelime, bir gülümseme ya da küçük bir serzeniş…
Hepsi, hiç bilmeden bir kalbi incitebilir.
Oysa zarafet, yalnızca ne söylediğinde değil, nerede durduğunu bilmekte gizlidir.
Kimi zaman en büyük nezaket, konuyu değiştirebilmektir.
Nezaket, sadece “lütfen” ya da “teşekkür ederim” demek değildir.
Nezaket, duygunun yerini bilmek, zamanı tanımaktır.
Görgü, masa başında değil, insanın yüreğinde başlar.
Ve görgüsüzlük, aslında bir davranış değil — bir duyarsızlıktır.
Bugün zarafetin sesi kısıldı; gürültü çoğaldı.
Ekranlarda, sokaklarda, sohbetlerde…
Herkes konuşuyor ama kimse kimseye dokunmuyor.
Belki de bu yüzden, en büyük incelik artık bir cümleyi eksiltmekte, bir sözü yutmakta saklı.
Gerçek zarafet, kimsenin kalbini incitmeden yaşayabilmektir.
Görülmeden değil, fark edilmeden zarif kalabilmek…
İşte asıl meziyet budur bu çağda.