40,2592$% 0.13
46,7280€% 0.07
53,9463£% 0.2
4.309,12%-0,18
7.021,00%0,34
3.335,67%0,36
10.222,02%-0,03
4782277฿%1.63469
12 Ekim 2025 Pazar
Modern İş Dünyasında Denge Endüstriyel Psikolojik Danışmanlık
2025-2026 Öğretim Yılının Startı Verildi
MUTLU PEYGAMBERLER - MUTSUZ İNSANLAR
Tahtını Kalbinde Taşıyanlar: Aslan Burcu Kevser Banu’nun köşesinden
İtibar Suikasti: Görünmeyen Cinayet
Çay… Hani şu küçük ince belli bardakta dumanı tüten, bazen sabah kahvaltısının en sessiz kahramanı, bazen akşam üzeri dost meclisinin sözsüz davetkârı. Türk kültüründe öyle bir yere sahiptir ki, “bir çay içer miyiz?” sorusu çoğu zaman “biraz oturup hayatı paylaşalım mı?” demenin şifreli halidir.
Bizde çay, sadece bir içecek değil; bir bahanedir, bir vesiledir. Usta simitçiden yeni mezun doktora, köy kahvesindeki emekliden şehir plazalarındaki beyaz yakalıya kadar herkesin ortak paydasıdır. Dikkat edin, bizde çay bittiği an sohbetin de ritmi düşer; çay varsa muhabbet akar.
Peki biz böyleyken dünyada işler nasıl?
İngilizler mesela… Onlar için “five o’clock tea” adeta bir ritüel. Ama bizim kadar samimi değiller; bizde çay, dostluğun ortasına oturur, İngiltere’de ise masanın köşesinde biraz şık durur. Japonya’ya gittiğinizde iş ciddileşir; çay seremonisi başlı başına bir disiplin, bir meditasyondur. Kıyaslarsak, bizde çay içmek için özel kıyafet gerekmez; terlikle bile olur, yeter ki yanına birkaç dost olsun.
Rusya’da samovarlar kaynar, çay bardakları süzülür; orada da çay sohbetin ön sözüdür. İran’da ise çay, kristal bardaklarda sunulur; çoğu zaman şeker küpü diş arasında kıtırdatılarak içilir. Bizim içinse “kaçak çay mı, Rize mi?” tartışmaları bile başlı başına ayrı bir kültürel mirastır.
Çay, aslında tek başına bir içecek değil; toplumsal yapıyı birbirine bağlayan sıvı bir harçtır. Dünya üzerinde her kültür ona kendi rengini, kendi damgasını vurmuş. Bizim payımıza düşen ise muhabbeti demlemek…
Kısacası, çay evrensel bir dil konuşur ama Türkçesi biraz daha samimi, biraz daha sıcak gelir insana. Çünkü biliriz ki, çayın hatırı en az kırk yıl değilse bile, en az iki saatlik güzel bir sohbeti garanti eder…
Bazen de yeniden başlamanın adıdır..
O zaman bir çay içimiyle bitirelim yazımızı…
“iki çay söylemiştik orda biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni” Cemal Süreyya