DOLAR

39,8840$% 0.14

EURO

46,7407% -0.16

STERLİN

54,8665£% -0.27

GRAM ALTIN

4.254,10%-0,03

ÇEYREK ALTIN

6.935,00%0,00

ONS

3.322,31%-0,16

BİST100

9.301,05%-1,25

BİTCOİN

4263562฿%-0.08665

a
Handan KARABULUT

Handan KARABULUT

15 Mayıs 2025 Perşembe

HANGİ KONULARDA, NASIL HÜKÜMLER VERİYORUZ?

HANGİ KONULARDA, NASIL HÜKÜMLER VERİYORUZ?
7

BEĞENDİM

ABONE OL

Sanırım günümüz insanının en büyük problemlerinden birisi maddi ve manevi birçok konuda nasıl düşüneceği, nasıl davranacağı konusunda kafasının çok fazla karışık olmasıdır. Bunun nedenlerinden biri bilgi çağında olduğumuz için her yerden üzerimize bilgilerin istesek te istemesek te oluk oluk akmasıdır ve gelen bilgilerin zaman zaman birbiriyle çelişmesi nedeniyle problemlerimizi çözememesidir. 

    Sosyal medya hesaplarınızı açsanız orada doğru yanlış bir sürü bilgi bulabilirsiniz. Birileriyle sohbet etmek isteseniz sanki kırk yıllık alim gibi size her konuda akıl veren binlerce insan bulabilirsiniz. Her ortamda kulaktan dolma eksik, yanlış bilgilerle muhataplarını yanlış yönlendiren birçok insanla karşılaşmamız mümkündür.

    Peki bunlar niçin olur? İnsanlar birçok konuda her şeyi bilebilir ve hüküm verebilirler mi? Biz ihtiyacımız olduğunda kimden destek alacağız?

     Bu sorulara cevap verebilmek için insanların bu konuda ortak (istisna insanlar hariç) tavırlarını bilmek gerekir. İnsanlar bildiği veya bilmediği birçok konuda akıl vermeye bayılır. Örneğin aşağıda ki cümlelere benzer cümleleri sıkça duyabiliriz.

– Paranın açamayacağı hiçbir kapı yok, yeter ki paran olsun paran, nasıl kazandığın önemli değil!.

– Çocuk laf dinlemiyor mu iki tokat at, bak nasıl dinliyor?

– Bu dünyada kötü olacaksın kardeşim, iyilerin şansı yok! 

– Zerdeçal mideye iyi geliyor, miden ağrıyorsa 1 kaşık iç.

     İnsanlar verdikleri hükümleri kendileri hayatta bir kez bile uygulamamış olsalar genelleme yaparak başkalarına bol bol akıl verirler. Söyledikleri sözlerin akla, ahlaka uygunluğu, bu sözlerle hareket edecek insanların başına ne felaketler geleceği konusunda asla düşünmezler, sanki konunun uzmanıymış gibi yalan, yanlış atıp tutarlar. 

     Çünkü insanların çoğu olması gerekenin değil işine gelenin peşindedir. İşine gelen ise -kimin söylediğinin önemi olmaksızın-en kolay olan, en hızlı ihtiyacı gideren, en çabuk sonuca götürendir. Doğrumu, yanlış mı, zararlımı, faydalımı, sonrasında ne olur, asla düşünmez insanlar. Kim kafa yoracak o kadar? Bu nedenle de kendi düşünmediği konularda genel hükümler vermeyi seven insanlar, başkalarını da bol bol dinlerler. 

    Oysa ki parmak izi bile diğer hiçbir kişiye benzemeyen bir insanın karakteri, ihtiyaçları, istekleri, beklentileri, yetenekleri, zekası, eğitimi, duyguları, hayat amacı, yaşadıkları, sosyal çevresi, imkanları… kısaca maddi manevi her şeyi biriciktir, herkesten farklıdır. Birisi için yapılacak bir öneri başka bir insan için ölümcül bir hataya sebep olabilir. 

Örneğin bir kişiye şöyle diyorsun:

 -Kardeşim bol bol su iç, vücut susuz kaldı mı birçok hastalık ortaya çıkar.

     Sizi dinleyen kişi böbrek hastası ise sizi dinleyip su içer ve tansiyonu aşırı yükseldiği için komaya bile girebilir. Her bilgi herkese uygun değildir.

    Bireysel farklılıklar düşünülmeden asla hiçbir konuda genelleme yapılmamalıdır. Bir konuda uzman değilsek o konunun uzmanı gibi konuşmamalıyız. Ağzımızdan başkalarını yönlendirecek hüküm cümleleri çıkmadan önce düşünmeli ve tartmalıyız. İhtiyacımız olan durumlarda mutlaka o konuyla ilgili uzmanlara danışmalıyız. Yani kısacası bir konunun uzmanı değilsek, yeterince bilgi sahibi değilsek, etraflıca düşünmeden, sonuçlarını değerlendirmeden hükümler vermekten ve aynı zamanda uzman olmayan kişilerin söyledikleriyle hareket etmekten kaçınmalıyız. 

    Uzmanı olduğumuz her konuda ise bildiklerimizi insanlarla paylaşmanın bir insanlık görevi olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.  

HANDAN KARABULUT