39,8840$% 0.14
46,7407€% -0.16
54,8665£% -0.27
4.254,10%-0,03
6.935,00%0,00
3.322,31%-0,16
9.301,05%-1,25
4263562฿%-0.08665
15 Mayıs 2025 Perşembe
Bağlılık ve Bağımlılık: İki Farklı İlişki Boyutu
Sınav Bitti, Şimdi Ne Yapıyoruz?
ÖZEL BİR İNSAN MISINIZ?
Marifetnâme Işığında Koç Burcu;Marifetle Yazan Yıldız Gözlemcisi, Kevser Banu
Kırk Yaşına Merdiven Dayamak: Kendinle Karşılaşmak
Değerli okurlar;
Hepinize kocaman bir MERHABA.
Bugün anlatacağım konuya kısa bir hikâye ile başlamak istiyorum.
Zamanın birinde bir ülkede adaletiyle, cömertliğiyle, yardımseverliğiyle ve tebaasını koruyup gözetmesiyle meşhur bir padişah yaşarmış. Bu padişah aynı zamanda çok akıllıymış, Ülkedeki zengin- fakir, genç-yaşlı, kadın- erkek herkes onu çok sever ve aynı zamanda çokta saygı duyarlarmış.
Bir gün padişah vezirlerine bir emir vermiş:
-Ülkede ne kadar yetenekli zanaatkar, sanatçı, işinde mahir usta varsa saraya davet edile, hünerlerini sergileyenlerden en yetenekli olanlara en büyük ödüller verile…
Vezirler derhal tellallar çıkararak tüm ülkeye bu güzel haberi yaymışlar. Yarışmaya katılmak isteyenler başlamışlar çalışmaya. Derken yarışma günü gelmiş çatmış.
O gün padişah saraya gelen yolu tamamen görebileceği bir balkonda oturup başlamış yarışma için gelenleri gözlemeye. Gelenlerden kimi akrabasıyla, kimisi yalnız, kimisi atıyla kimisi yaya, kimi koşarak kimisi aksak saraya gittikçe yaklaşırken padişahın merakı da giderek artıyormuş. “Acaba büyük ödül kimin ya da kimlerin olacak?” diye.
Gelenler saraya iyice yaklaşmışlar, üç yüz metre gibi bir mesafe kalmış. Bir de bakmışlar ki yolun üzerinde kocaman bir kaya, kayanın iki tarafında az bir geçilecek yer var. Ne yapacaklarını düşünmeye başlarken içlerinde biri şöyle seslenmiş:
-Sarayda insanlar bizi yarışma için beklerken burada vakit kaybetmeyelim, hadi kenarlardan geçip bir an önce saraya varalım.
Bir diğeri:
-Üstüne tırmanıp geçelim, demiş.
Dedikleri gibi de yapmışlar. Kenardan, üstünden atlayarak yola devam etmişler çünkü tüm amaçları bir an önce saraya varmakmış. Böylece herkes saraya varmış.
Arkada kalan bir kişi kayaya yaklaşmış, sağına bakmış, soluna bakmış:
-Şu kayayı yoldan kaldırayım da arkadan gelen atlılar, yaşlılar rahat geçebilsin, demiş.
Yol kenarında bulduğu kalınca bir ağaç dalını kayanın altına yerleştirip kaldıraç gibi kullanarak kayayı kaldırmış, yolun kenarına koyup yolu açmış. Bir de ne görsün kayanın tam altında kalan yerde içerisi altın dolu birkaç kese duruyor.
Bu sırada padişah tüm bu olanları oturduğu balkondan gülümseyerek izliyormuş:
-Nihayet ülkenin en yetenekli ve en akıllısı olan, büyük ödülü vereceğim kişi belli oldu, bu adamı derhal saraya getirin, diye askerlere emir vermiş.
Adam hemen derdest edilip huzura çıkarılmış, tir tir titriyormuş. Padişah ise gülümseyerek:
– Benden korkmana gerek yok, demiş. Çünkü yarışma bahaneydi, o taşı oraya ben koydurdum. Bakalım kim sadece kendi menfaatini düşünmeden başka insanlarında menfaatini gözeterek onu oradan kaldıracak, başkalarının işlerini kolaylaştıracak diye denemek istedim, İnsanların çoğu atladı geçti, hiçbirisi o taşı kaldırmayı düşünmedi. Sen ise yarışmaya geç kalmayı göze alarak çareler üretip o taşı kaldırdın. Büyük ödül senindir, helal olsun, dilediğince harca, istersen burada kal, seni vezirim yapayım, demiş.
Adam iyilikseverliğinin ve başkalarını düşünmenin, işlerini kolaylaştırmanın karşılığını böylece almış, sevinçle padişaha teşekkür etmiş.
İşte böyle sevgili okurlar;
Bu hikayede anlatılan yol Dünya hayatıdır,
Saray Ahiret hayatıdır.
Ödül olan kese kese altınlar Rabbimizin rızasıdır.
Yol üzerindeki kaya hayatımız boyunca çektiğimiz zorluklar, imtihanlardır.
Ödülü kazanan kişi Allah’ın razı olduğu salih ameller işleyen Müminlerdir.
Yoldan kayayı kaldırmadan geçenler ise sadece kendi menfaatleri ve zevkleri için yaşayan,
başkaları için kılını bile kıpırdatmayan, taşın altına elini koymayan, hesaba çekileceğini unutan nefsi insanlardır.
Unutmayalım ki Yüce Allah’ın bizleri tabi tuttuğu imtihanlarda hızlı olan, zeki olan, güçlü olan, sadece çıkarını rahatını gözeten, hedef odaklı düşünenler değil,
kendisi ve başkaları için yol açan, yolda ki engelleri kaldıran, başkalarının dertleriyle dertlenebilen hatta henüz dünyaya gelmemiş insanların bile karşılaşacakları sorunların çözümlerini araştırıp bulan, hayatı kolaylaştıran, süreç odaklı düşünenler başarıya ulaşır.
“… Şu hâlde sabret! Unutma ki mutlu son muttakilerindir (Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olan, dürüst ve erdemli insanlarındır)”. (Hud/49)
Hepimize sağlıklı, mutlu, huzurlu, neşeli, bol güneşli günler, dürüst ve erdemli dostlar diliyorum…