Sadakat kendine dürüst olmakla başlıyor! Gizlenen irtibat, hudut ihlali ve aldatmadır!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Tunçel, aldatmanın tarifi, nedenleri, birey ve ilgi üzerindeki tesirleri ile aldatma sonrası duygusal güzelleşme ve başa çıkma yollarını anlattı. 

Bir irtibatın partner tarafından görülmesi istenmiyorsa bu bir aldatmadır!

Aldatmanın, en yalın haliyle, bir alakanın tarafları ortasında karşılıklı olarak belirlenen hudutların ihlali olarak tanımlanabileceğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Tunçel, “Başka bir tabirle, taraflardan birinin alaka dışı bir bağ kurması, verilen itimadın ve sadakatin zedelenmesi manasına gelir. Birçok vakit aldatma denildiğinde akla sadece cinsel hareketler gelse de aslında aldatma yalnızca fizikî değil; duygusal ve toplumsal (sanal) boyutlarıyla da karşımıza çıkar.” dedi.

Fiziksel aldatmanın, bağ dışı cinsel aksiyonları içerirken; duygusal aldatmanın, romantik paylaşımların, flörtleşmenin yahut duygusal yakınlıkların kurulduğu durumlar olduğunu söz eden Tunçel, “Sosyal ya da sanal aldatma ise dijital bağlantı araçları üzerinden gelişen bağları kapsar. ‘Sadece mesajlaştık, bu aldatma mıdır?’ sorusu sıkça duyulur; fakat cevap nettir. Şayet bu bağlantının partner tarafından görülmesi istenmiyor, gizleniyorsa, bu bir hudut ihlalidir ve münasebetiyle aldatmadır.” formunda konuştu. 

Aldatmak tek bir nedene indirgenemez! 

Bir ilgide aldatmanın yaşanmaması için üç temel yapı taşının; inanç, sadakat ve duygusal bağlılığın korunması gerektiğine vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Tunçel, “Aldatmayı tek bir nedene indirgemek mümkün değil. Bu davranışın altında ferdî, ilişkisel ve çevresel faktörler yatabilir.” dedi.

Bu faktörlere açıklık getiren Tunçel, şunları söyledi:

“Özellikle kaçıngan yahut inançsız bağlanma örüntüsüne sahip bireyler, bağlantılarında yakınlık kurmakta zorlanabilir ve bu durum sadakatsizliğe yer hazırlayabilir. Kendilik bedelinin düşük olması, bireyi dışarıdan onay arayışına yöneltebilir. Narsistik özellikler taşıyan bireylerde sadakatsizlik daha sık görülür. ‘Ben kimim?’ sorusuna karşılık arayan ya da hayatında heyecan arayan bireyler de aldatma davranışı gösterebilir. Travmalar, husus ya da davranışsal bağımlılıklar da sağlıklı karar verme süreçlerini zayıflatabilir.

İlişkide yaşanan bağlantı kopuklukları, duygusal yahut cinsel tatminsizlik, ihmal edilme, anlaşılmadığını hissetme üzere durumlar aldatmayı tetikleyebilir. Uzun müddettir süregelen çatışmaların çözümlenememesi, bastırılmış öfke yahut intikam duygusu da sadakatsizliğe taban hazırlayabilir. Toplumsal normlar, kültürel değişim, toplumsal medyanın tesiri ve sadakatsizliğin olağanlaştırılması de kıymetli etkenlerdir. Günümüzde tüketim kültürünün bağlar üzerindeki tesiriyle birlikte ‘yenisi her vakit daha iyidir’ anlayışı, sadakat kavramını zayıflatır.” 

Aldatmanın kendisinden çok, sonraki süreç daha travmatik hale gelebilir!

Aldatmanın, hem birey hem de münasebet açısından derin duygusal tesirler bıraktığına değinen Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Tunçel, “Aldatılan kişi, birinci etapta bir şok yaşar; durumu inkâr eder, akabinde öfke, suçluluk, kıyaslama ve özgüven kaybı üzere hislerle baş etmeye çalışır. Bu süreç, travma sonrası gerilim bozukluğuna emsal belirtiler gösterebilir.” dedi.

Aldatan kişinin ise birçok vakit ambivalan (ikircikli) hisler içinde olduğunu tabir eden Tunçel, “Suçluluk ve pişmanlık hissederken, kimi vakit da savunmaya geçer, davranışını rasyonelleştirir. Kimi bireyler yanılgısını kabul edip sorumluluk alırken, kimileri karşı tarafı suçlama eğilimindedir. Bağ açısından bakıldığında ise inanç kaybı en yıkıcı sonuçlardan biridir. Bu inancın tekrar inşası, fakat açık irtibat, gerçek sonlar ve profesyonel dayanakla mümkün olabilir. Aksi halde aldatmanın kendisinden çok, sonraki süreç daha travmatik hale gelebilir.” açıklamasını yaptı.

Duygusal düzgünleşme yanlışsız yaklaşımla mümkün!

Aldatmanın, ferdî bir kriz olduğuna işaret eden Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Tunçel, “Ancak yanlışsız yaklaşımla uygunlaşmak mümkün. Bu süreç hem kişisel hem de ilişkisel seviyede ele alınmalı.” dedi.

Bireysel seviyede hislere alan açmanın, toplumsal takviyenin, kendine şefkat göstermenin ve profesyonel dayanağın değerli olduğunu açıklayan Tunçel, “Öfke, ıstırap, baş karışıklığı üzere hisler bastırılmamalı. Bu hislerin yaşanması güzelleşmenin doğal bir kesimi. Güvendiğiniz bir dost ya da aile üyesiyle paylaşım yapmak duygusal yükü hafifletir. ‘Ben ne hissediyorum, ne istiyorum?’ sorularını içtenlikle sormak ve kendine acımasız davranmamak değerli. Uzman eşliğinde özdeğerin yine yapılandırılması ve travma çalışması sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlar.” sözlerini kullandı.

Aldatmak münasebet memnuniyetiyle değil, algılanan adalet ve duygusal bağlantı seviyesiyle ilişkili!

Eğer taraflar bağlantıyı sürdürmek istiyorsa, bunu iki tarafın da samimiyetle istemesi gerektiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Tunçel, “Güven tekrar inşa edilmeli. Hisler bastırılmamalı, açıkça tabir edilmeli. Geçmiş tekrar tekrar gündeme getirilmemeli; odak, suçlamadan çok hislerin paylaşımında olmalı. Çift terapisiyle rollerin yine yapılandırılması ve hudutların belirlenmesi süreci desteklenmeli.” dedi.

Hemen affetmek ya da görmezden gelmenin, güzelleşmeyi engellediğine dikkat çeken Tunçel, “Karşı tarafın sorumluluğunu alması, yanlışın bedelini anlaması gerekir. Birebir formda, daima suçlamak da süreci tıkar. Bilimsel çalışmalar, çift terapisine başvuran çiftlerin yaklaşık yüzde 30’unun alakasını kurtarabildiğini gösteriyor. Ayrıyeten araştırmalar, aldatmanın alaka memnuniyetiyle değil, algılanan adalet ve duygusal irtibat seviyesiyle daha yakından bağlı olduğunu ortaya koyuyor.” bilgisini paylaştı.

Sadakat, kişinin kendine ve kendi gereksinimlerine karşı da dürüst olabilmesidir!

Aldatmanın bir bağlantıyı bitirebileceği ihtarını yapan Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Tunçel, “Ancak kimi vakit bir dönüm noktasına da dönüşebilir. Burada kıymetli olan münasebetin devam edip etmemesi değil, kişinin kendini nasıl güzelleştirdiği ve bu süreçten nasıl güçlenerek çıktığıdır.” dedi.

Aldatılmanın, bireyin yetersizliği değil, karşı tarafın sonlarını koruyamamasının bir sonucu olduğunu lisana getiren Tunçel, “Bu nedenle süreci kişiselleştirmemek, tez kararlar vermemek ve vakte yayarak pahalandırmak gerekir. Unutmamak gerekir ki sadakat, sırf bir diğerine değil, kendine ve kendi gereksinimlerine karşı dürüst olabilmektir. Uygunlaşmak mümkündür; sabırla, kendine dürüst kalarak ve gerektiğinde profesyonel dayanak alarak.” diyerek kelamlarını tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı