Türkiye’de bilim ile toplum ortasındaki bağları güçlendirmek, Türk bilim insanlarının ve üniversitelerin milletlerarası tanınırlığını artırmak amacıyla Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından tüm üniversitelerde eş vakitli olarak hayata geçirilen “Bilim Bağlantısı Ofisi – Bilim Kafe Etkinlikleri” kapsamında Ege Üniversitesinde “Güncel Bilim Işığında Hami Kalp Sıhhati ve Çağdaş Tedaviler” söyleşisi düzenlendi. Ege Üniversitesi Bilim Bağlantısı Koordinatörlüğü tarafından Etnografya Müzesinde düzenlenen aktiflikte konuşmacı olarak EÜ Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Kolu öğretim üyesi Doç. Dr. Serkan Ertugay yer aldı. Moderatörlüğünü EÜ Meslek Planlama ve Muvaffakiyet Koordinatörü Öğr. Gör. Ebru Kalyoncu’nun üstlendiği aktifliğe; EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, EÜ üst idaresi, akademisyenler ve vatandaşlar katıldı.
Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “İlim, birçok vakit ferdi bir uğraş üzere görünse de özünde toplumsal bir faaliyettir. Mühendislerimizin laboratuvarlarda, toplumsal bilimcilerimizin kütüphanelerde harcadığı emek, fakat muhatabına ulaştığında gerçek pahasına kavuşur. Bilim, kendi içine kapanan bir uğraş değildir. Bilimsel bilginin manası, onun toplumla buluşmasıyla ortaya çıkar. Bu manada bilim, bir toplumsallaşma ve bağlantı hadisesidir. Bilimsel faaliyetler sonucunda ortaya çıkan her eser; bir makale, bir kitap, bir patent aslında birer irtibat aracıdır. İşte tam da bu nedenle bizler, üniversitemizde üretilen bilgiyi yerleşke hudutlarının ötesine taşıma sorumluluğunu taşıyoruz. Bilimin muhatabı, yalnızca akademi dünyası değildir. Toplumun her kısmı bu bilginin doğal muhatabıdır. Bilim Bağlantısı Koordinatörlüğümüz, işte bu köprüyü kurmak üzere faaliyet göstermektedir. Bilimsel çalışmaları sırf üretmek değil, onları görünür ve anlaşılır kılmak da biz akademisyenlerin görevidir” dedi.
“Bilgi, lakin paylaşıldığında yarara dönüşür”
Prof. Dr. Budak, “Bilgi, ancak paylaşıldığında yarara dönüşür. Deneyim, muhatabına ulaştığında toplumu dönüştürür. Bilim insanı, sadece bilen değil, bildiğini aktaran ve toplumla paylaşan kişidir. Bu anlayışla çıktığımız bu yolda, Bilim İrtibatı Koordinatörlüğümüzün üniversitemizde ve bölgemizde çok kıymetli bir fonksiyonu yerine getireceğine yürekten inanıyorum. Bu vesileyle, başta değerli hocalarımıza ve emeği geçen tüm takım arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Katılımınız, katkınız ve dayanağınız için tekrar teşekkür ediyor, verimli bir program olmasını diliyorum. YÖK Liderimiz Prof. Dr. Erol Özvar’a da bu hususta bize sağladığı motivasyon için teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“En sık görülen mevt nedeni kalp damar hastalıkları”
Yaptığı sunumda kalp ve damar hastalıkları konusunda bilgiler veren Doç. Dr. Serkan Ertugay, “DSO datalarına nazaran Ülkemizde bilhassa 75 yaş üstünde en sık görülen vefat nedeni kalp ve damar tıkayıcı hastalıklar. Bilhassa pandemi devrinde bu mevzuda daha da artış oldu. Zira Covid hastalığı akciğerlere verdiği hasarın yanında kendisi direkt olarak kalp krizine sebep olabilen bir hastalık. Zira Covid, deveran sistemimizdeki pıhtılaşmayı da artırıyor. Bir kalp damar hastalığı endotel dediğimiz dokuda başlayan bir disfonksiyon ile başlıyor. Bu disfonksiyonun oluşmasında sigara, gerilim, şeker, yırtılma üzere pek çok sebep bulunuyor. Bedenimiz bu bozukluğu gidermeye çalıştığında çabucak yağlı çizgiler oluşmaya başlıyor. Kandaki kolesterol vakitle burada birikiyor ve damar daralmaya başlıyor. Bu daralma sonucu uç kısımlara kan gitmemeye başlıyor ve bu da kalp krizine neden olabiliyor” dedi.
“Yaşam şeklimizi değiştirerek riski azaltabiliriz”
Risk faktörlerini kıymetlendiren Doç. Dr. Ertugay, “Risk analizine baktığımızda; birinci dereceden akrabalarınızda kalp hastalığı varsa sizde kalp ve damar hastalıkları riski yüzde 30-40 ortasında artıyor. Şayet ebeveynlerinizden biri 50 yaşın öncesinde kalp krizi geçirdiyse bu risk daha da artıyor. Bu berbat genetik mirası ömür stilimizi ve beslenmemizi düzenleyerek değiştirebiliriz. Değiştirilebilir risk faktörlerinden birincisi sigara ve tütün kullanımıdır. Başka riskler ortasında; obezite, hareketsiz hayat, yüksek tansiyon, insülin direnci, yüksek kolesterol üzere etkenler geliyor. Bu risk faktörlerini âlâ bilip bütünüyle uğraş etmek ana hedefimiz olmalıdır. Beslenme konusunda dikkat edilmesi gereken en öneli nokta alınan kaloriyi mümkün olduğunca azaltmaktır. Zerzevat ve meyve yüklü beslenilmelidir. Tam tahıl ve yüksek lifli besinler tercih edilmelidir. Et olarak kümes hayvanlarını ve balık tüketimini derisiz biçimde yapmalısınız. Tuz tüketimi günde 5 gramın altına düşmelidir. Yapay tatlandırıcılardan uzak durulmalıdır. Haftalık toplam en az 150 dakika antrenman önerilmektedir” diye konuştu.
Tedavi usullerinden bahseden Doç. Dr. Ertugay, “Kalp Damar Hastalıklarında en sık uygulanan tedavilerden birisi stent tedavileridir. Damarın balon yoluyla genişletilip daha sonra yerleştirilen stentle geniş kalmasını sağlayan bir yol olarak biliniyor. Bu yol günümüzde teknolojik olarak da çok ilerledi. Bypass dediğimiz prosedürde de çeşitli damarlar aracılığı ile kan gitmeyen bölgelere bir nevi köprüleme yapıyoruz. Fakat bu formüller hastalığınızın bittiği manasına gelmiyor. Kesinlikle yeniden size hekiminiz tarafından reçete edilen ilaçları kullanmaya devam etmelisiniz” dedi.
Doç. Dr. Ertugay, felç ve felci oluşturan risk faktörlerini de iştirakçilerle paylaştı. Konuşmasının akabinde Ertugay, iştirakçilerden gelen soruları yanıtlayarak kalp damar hastalıkları konusunda merak edilen noktalara açıklık getirdi.
Etkinliğin sonunda Doç. Dr. Serkan Ertugay ve Moderatör Öğr. Gör. Ebru Kalyoncu’ya “Teşekkür Belgesi” takdimi yapıldı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya
