Çocuklar mikroplarla doğal yollarla tanışmalı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Günümüz çocukları steril hayat, ekran karşısında uzun vakit geçirme, hareketsizlik ve yetersiz beslenme üzere nedenlerle, bağışıklığı güçlendiren doğal uyaranlarla geçmişe nazaran daha az karşılaşıyor. Geçmişten günümüze zayıflayan bağışıklık sisteminin nedenlerinin, anne karnındaki periyoda kadar inebildiğini söz eden Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi’nden Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer, “Annenin beslenmesi, çevresel faktörler, doğum hali ve mikrobiyota savunma sistemini direkt etkiliyor. Çocuklar artık toprak ve tabiatla daha az temas ediyor. Bu nedenle daha sık hastalanan ve alerjilere daha yatkın bir nesil görüyoruz” dedi.

Alfa ve Z neslinin doğdukları andan itibaren birçok riskle karşılaştığını açıklayan Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi’nden Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer, “Sezaryen doğum, bebeklerin doğum kanalından geçerken alacağı yararlı bakterileri azaltabiliyor. Birebir halde anne sütü ile beslenme müddetinin kısalması, antibiyotiklerin gereksiz kullanımı, tabiatla temasın azalması ve toplumsal izolasyon da bağışıklık sistemini zayıflatan temel faktörler arasında” dedi.

Mikrobiyotanın bu noktada kıymetli bir rol oynadığını vurgulayan Uzm. Dr. Gözer, “Bağırsaklarda yaşayan faydalı mikroorganizmalar bağışıklığın ve metabolizmanın sağlıklı çalışması için kritik değere sahip. Buradaki istikrar bozulduğunda enfeksiyonlara ve iltihabi hastalıklara yatkınlık artıyor” diye ekledi.

Aşırı dezenfeksiyon güzel değil

Endüstriyel beslenmenin çocuklarda bağışıklığı bariz halde zayıflattığını belirten Uzm. Dr. Gözer, “Günümüzde çocukların günlük beslenmesinde işlenmiş ve katkı unsurlu besinler büyük yer tutuyor. Yüksek şeker, trans yağ ve katkı unsurları bağırsak mikrobiyotasını bozuyor ve bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışmasını engelliyor. Lif, probiyotik ve prebiyotikten mahrum beslenme, enfeksiyonlara ve alerjilere taban hazırlıyor. Öte yandan çok steril ömür da çocukların mikroplarla doğal yollarla müsabakasını engelliyor. Daima dezenfekte edilen ortamlar ve kısıtlı dış yer oyunları, bağışıklık sisteminin yanlışsız biçimde eğitilmesini zorlaştırıyor ve alerjik hastalıkların daha sık görülmesine yol açabiliyor” dedi.

Çocukların ekran müddeti sınırlandırılmalı

Ekran müddetlerinin de çocuklarda bağışıklığı etkilediğini paylaşan Gözer, “Z nesli çok erken yaşlardan itibaren telefon, tablet ve televizyon üzere ekranlara uzun müddet maruz kalıyor. Ekranlardan yayılan mavi ışık, uyku hormonu olan melatoninin salgılanmasını baskılıyor ve gece uykusunu bozuyor. Halbuki bağışıklık sistemi uykuda kendini yeniliyor. Yetersiz uyku ise enfeksiyonlara karşı direnci düşürüyor. Buna hareketsizlik ve toplumsal izolasyon da eklendiğinde çocukların bağışıklık sıhhati önemli formda zayıflayabiliyor” dedi.

Sağlıklı bağışıklığın temeli konutta atılıyor

Bağışıklığın güçlendirilmesinde en büyük sorumluluğun ebeveynlerde olduğunun altını çizen Gözer, “Çocuklar en çok anne ve babalarını örnek alıyor. Bu nedenle sağlıklı hayat alışkanlıklarını ebeveynlerin şahsen uygulaması çok kıymetli. İstikrarlı ve doğal beslenmek, mevsiminde meskende pişen yemekleri tercih etmek, yaşa uygun uyku tertibi sağlamak, çocukları hareket etmeye teşvik etmek ve tabiatla temas etmelerine imkân tanımak üzere alışkanlıklar epeyce yararlı. Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmak ve çocukları çok steril değil istikrarlı hijyen şartlarında büyütmek de bedenin savunma düzeneğinin doğal yollarla güçlenmesine katkı sağlar” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı