Siber güvenlik dünyası, yapay zekanın dönüştürücü tesiriyle tekrar tanımlanıyor. Bu yeni devirde yapay zeka, hem savunanlar hem de saldırganlar için kritik bir teknolojiye dönüştü. Değişen tehditlere karşı, birçok ülke üzere Türkiye de Kamu Bulutu yapılarına geçiş için regülasyon çalışmalarını sürdürürken, NATO’nun Haziran 2025’te Lahey’de düzenlenen doruğunda siber güvenliğin, müttefiklerin ekonomik ve endüstriyel kapasitesinin korunmasında stratejik bir öge olduğu vurgulandı. Dorukta, yapay zeka takviyeli savunma teknolojilerinin geliştirilmesi ortak gaye olarak belirlendi.
Siber saldırganlar yapay zekayı nasıl kullanıyor?
Yapay zeka, siber hücumların suratını ve ölçeğini tarihte görülmemiş düzeylere taşıyor. McKinsey’nin Mayıs 2025 tarihli raporuna nazaran, üretken yapay zekanın yükselişinden bu yana oltalama (phishing) hücumlarında yüzde 1200’lük bir artış yaşandı. Siber hatalılar, yapay zeka araçlarını kullanarak ikna edici oltalama e-postaları, düzmece web siteleri ve deepfake tabanlı kimlik sahtekarlıkları oluşturabiliyor. Makine tahsili algoritmaları ise kurumların savunma sistemlerini tarayarak zayıf noktaları anında tespit edip hücum stratejilerini otomatik olarak optimize ediyor. Bu durum, kimlik taklidi ve amaçlı oltalama üzere usulleri çok daha tesirli hale getiriyor.
Derinleşen güvenlik açıkları ve finansal riskler
Birleşik Krallık Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC), yapay zekanın akınları daha verimli hale getirmeye devam edeceğini ve önümüzdeki yıllarda tehdit yoğunluğunu artıracağını öngörüyor. Bu artışın finansal sonuçları ise telaş verici boyutlarda. IBM ve Ponemon Institute işbirliğiyle hazırlanan “Cost of a Veri Breach Report 2024” datalarına nazaran, küresel ortalama data ihlal maliyeti 4,9 milyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek düzeyini gördü. Bilhassa kamu bulutundan kaynaklanan ihlallerin maliyeti ise ortalama 5,17 milyon dolar ile en yüksek ziyanlar ortasında yer alıyor.
DT Cloud, bu durumun yapay zeka takviyeli tehditlere ahenk sağlayabilen ülkeler ve kurumlar ile bu değişime adapte olamayanlar ortasında önemli bir “dijital uçurum” yaratacağı konusunda uyarıyor.
DT Cloud’dan yeni jenerasyon risklere karşı çok katmanlı koruma
Günümüzde ülkelerin ve kurumların, yapay zeka ile güçlenen akın tekniklerine karşı çok katmanlı ve öngörüye dayalı bir savunma anlayışı benimsemesi gerekiyor. DT Cloud, bu gerekliliğe karşılık olarak klasik güvenlik tahlillerinin ötesine geçen, bütünsel bir siber güvenlik mimarisi sunuyor. Bu mimari, taarruz yüzeyini en aza indiren mikrosegmentasyon; kritik iş yüklerini internetten büsbütün yalıtan kapalı (air-gapped) altyapılar; müşteri altyapılarını hem fizikî hem bulut katmanında mantıksal olarak ayrıştıran semantik ayrıştırma ve daima doğrulamaya dayalı Sıfır İtimat (Zero-Trust) üzere çağdaş prensipler üzerinde çalışıyor. Hem iç ağları hem de dışa açık servisleri dinamik, otomatik ve çok katmanlı bir güvenlik çemberiyle koruyan bu mimari sayesinde kurumlar, self-servis olarak güvenlik duvarı ve DDoS müdafaası üzere hizmetleri anında devreye alabiliyor.
DT Cloud CTO’su Yusuf Lider Us, yapay zekanın siber güvenlik dinamiklerini tekrar şekillendirdiğini vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu: “Saldırganlar artık yapay zeka takviyeli otomasyon, gelişmiş örüntü tanıma ve sentetik data üretimi üzere araçlarla daha sofistike tehditler oluşturuyor. Biz de DT Cloud olarak savunma katmanlarımızı bu yeni tehdit vektörlerine karşı tekrar yapılandırıyoruz. Lokal regülasyonlara yüzde 100 uyumlu, Türkiye lokasyonlu bulut altyapımız üzerinde çalışan yapay zekayla entegre 7/24 Siber Güvenlik Operasyon Merkezimiz, gerçek vakitli tehdit tespiti ve otomatik karşılık düzenekleriyle atakları izlemekle yetinmiyor; tehditleri oluşmadan evvel önleyecek adımlar atıyor. DT Cloud, bu noktada Türkiye’nin yerli ve ulusal hükümran bulut altyapısı ile dijital savunma sınırı olarak konumlanıyor ve dijital egemenliğin sağlanması için gereken tüm servisleri sunuyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
