ve Dünya Yine Dönüyor
Köşe yazarlığı usulen gündemi takip etmeyi ve gündemde yankı bulan mevzu her ne ise onunla ilgili değerlendirme yapıp, farkındalık yaratacak olan fikir ve yorumları paylaşmayı gerektirir. Ama yaşadığımız coğrafyada bırakın gündemin günü birlik değişim göstermesini, neredeyse saat başı; “Acaba kaleme alacağım konu gündemden düşecek mi, ben daha yazımı bitirmeden yeni bir gündem oluşacak mı?” Diye endişe ile beklemeye durmuş vaziyetteyiz.
Artık gündemden düşen Narin çocuğun aile bireyleri tarafından katledilmiş olması ihtimali üzerine yoğunlaşan şüpheler daha cevap bulmadan tüm ülke olarak tecavüz ve şiddete maruz kalan bir Sıla Bebeğin yürekleri kahreden ve bizleri bir kere daha insan olmaktan utandıran acısı, vicdan azabı arada kaynayıp gitti.
Derken bu memleketin en tahsilli ve en kültürlü olarak kabul gören seçkin zümrelerinden bir grup doktor ve hemşireden müteşekkil bir sağlık çetesinin kanımızı donduran organize cinayetleri ile bir kere daha gündemimiz allak bullak oldu. Henüz ağızları süt kokan bebekten öte melek olan sabileri esfeli safilin tiyniyeti ile bile bile mesleki salahiyet ve ehliyetlerini istismar ederek katleden yaratıkların varlığı ve üslupları ile toplum olarak bir kere daha dehşete düştük. Yapılan adli takip neticesinde açığa çıkan bu menfur ve elim hadisenin aysbergin sadece su üstünde görünen küçücük bir parçası olduğu hissi ve öngörüsü sağlık sektöründe vahametin ve güvenilirlik sorununun ciddi bir mesleki etik sorununa dönüştüğü görülmektedir.
Bu son hadise ile birlikte üstlerine vazife olsun olmasın her türlü siyasi meseleye ideolojik saikleri sebebiyle müdahil olan tabipleri odasının bu konuya dair en küçük bir açıklama ve eleştiride bulunmamış olmaları ise parantez içinde garabet bir durum olarak tarihe not düşülmelidir.
Ve derken yine Türk Siyasi Tarihinin emsali az görülen sıra dışı çıkışlarından biri ile gündemin tepeden tırnağa yönü, mahiyeti ve odağı bir anda değişiverdi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısında yaptığı açıklamalar ile en avami tepki ile “Bu adam ne diyor?” Sorusuna muhatap olmuş; millet hayretle ve şaşkınlıkla “Acaba bu bir kamera şakası mı?” hissi içinde bir kere daha kendini ters köşe durumunda bulmuştur.
Sayın BAHÇELİ’nin grup toplantısında İmralı merkezli yaptığı artık herkesin malumu açıklamalar DEM partisin tarafından yapılmış olsaydı, yine gece DEMlenmişler, gündüz saçmalıyorlar derdik ama bu defa durum şaka kaldırmayacak kadar ziyadesiyle ciddi.
MHP Genel Başkanı ve Türk Milliyetçiliğinin Başbuğu Rahmetli Alpaslan TÜRKEŞ’ten icazetli varisi Sayın Devlet BAHÇELİ’nin vatanseverliği ve devlet adamlığı mevzu bahis olunca yüz düşünüp bir konuşmak lazım. Kendi namıma haddimi bilir onun Türk Milliyetçiliğine dair, devlet adamlığına dair ve hele hele vatanseverliğine dair tek bir olumsuz ifadede bulunmayı edepsizlik sayarım. Cahil cüretine sahip hadsizliklerin ise mahcubiyetlerinin çok sürmeyeceği tüm bu şaşkınlıklarında hemen ardından cereyan eden TUSAŞ baskının feraset sahipleri için anlaşılır düzeyde gerekli ipuçlarını vermeye yeter olduğunu düşünüyorum.
Emperyalist taşeronların pkaka adını verdikleri vatansız, hain ve aşağılık kölelerini hiçbir şekilde kaybetmek ve kontrollerinin ellerinden çıkmasını istemediklerinin çırpınışlarıdır menfur TUSAŞ saldırısı.
Bu vesileyle öncelikle şehitlerimize Allah’tan rahmet ve gazilerimize acil şifalar diliyorum. Ve elbette ki bu hain ve menfur saldırıyı esefle kınıyoruz. Elbette ki canımız yandı ve üzüldük ve de öfkemiz halen dinmedi ama devletimiz anında misliyle karşılık verdi. Ve tek-bir eşkıya kalmayana kadar devletimizin vereceği mücadeleye olan güvenimizde inancımızda sonuna kadar tamdır.
Yani mesele; basit cahil goygoyculuğu ile izah edilemeyecek kadar büyük ve derin bir meseledir. Yaşadığımız coğrafyada riskler ve tehditler hiçbir dönem olmadığı kadar yüksek ve karmaşık bir mahiyet taşımaktadır. Bu sebeple de Sayın Devlet BAHÇELİ’nin yaptığı çağrı ile ardından bu çağrıya paralel Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın yaptığı teyit mahiyetinde açıklamalar öylesine keyfi ve mahiyeti sebebiyle popülist absürt açıklamalar değildir. Devlet yönetmek ve hele bu coğrafyada tam bağımsız ve büyük bir devlet iddiası içinde var olabilmek, bakkal dükkânı işletmeye benzemez. O sebeple bakkal dükkânı işletmecisi hesabıyla heyecan ve ucuz hamaset kasmaya kalkışanların vatan, millet, bayrak ve devlet muhabbetlerini ancak hüsn-ü zanla çocuksu bir cahillik olarak yorumlayabilirim.
Gazze halen yanıyor, Lübnan malum ve yanı başımızda üçüncü dünya savaşının habercisi bir cehennem adım adım sınırlarımıza yaklaşıyor. Dört tarafı denizlerle çevrili ve içi dışı kanı bozuk hain kaynayan cennet bir vatanın evlatlarıyız. Yine de endişeye mahal mahiyette cinnetlik bir durum yok. Zira şehadete susamış bir vatanın evlatları olarak tam da bizim için cennetlik bir durum var.
Her türlü olumsuzluğa rağmen yine dünya dönüyor ve tüm kalbimle inanıyorum ki zafer bizim olacak, biiznillah bizi bekliyor
Selam ve dua ile
Zkbyrm